BİR GARİP EĞLENCE

Anneler günü, her birimizin hayatında farklı anlamlar taşır. Kimimiz annelik sevincini tadar, yeni bir hayata merhaba derken, kimimiz ise kaybettiğimiz annelerimizin yokluğunu daha derinden hissederiz. Anneler günü, zamanın hızla akıp geçtiği bir hatırlatmadır; geçmişteki anıları yüreğimize dokunan, aynı zamanda gelecekteki umutlarımızı canlandıran bir gündür. Bazılarımız, anneliğin keşfederken, başkaları annesiz büyümenin zorluğunu yaşar. Ama unutmayalım ki annelik, sadece biyolojik bağlarla sınırlı değildir. Anneler günü, annelik rolünü taşıyan tüm güçlü kadınları, annelik sevgisini yaşatan tüm canlıları ve anneleri yüreklerimizde onurlandırmak için bir hatırlatıcı gündür. Unutmayalım ki anneler, dünyada sevginin, fedakarlığın ve gücün temsilcileridir. Onlar, bizi büyütürken, hayatımıza anlam katan ve bize sonsuz sevgi veren özel varlıklardır. Her bir anne, kendi benzersiz hikayesiyle bu dünyaya iz bırakır. Anneler günümüz kutlu olsun! Gülşah Ergün

1 Mayıs, işçilerin hakları için bir çağrıdır. İşçilerin bir araya gelerek, hakları için mücadele etmeleri ve toplumun her kesiminden insanların desteklemesi, adil bir dünya için umut verir. İşçi ve emekçilerin haklarına saygı göstermek, insanlık değerlerinin en temelidir. 1 Mayıs, işçilerin haklarını korumak için mücadele eden insanlar için bir semboldür. İşçilerin mücadelesi, insan haklarının korunması için bir hatırlatmadır. İşçilerin emeği ve mücadelesi, tüm insanlığın hayatını kolaylaştıran temel unsurlardır. Bugün, tüm işçilere emekleri için teşekkür ediyoruz.  Gülşah Ergün

Ormanın derinliklerinde bir yolculuk yaparken, doğanın gücünü hissedebilirsiniz. Rüzgarın hışıltısı, yaprakların şarkısı ve kuşların cıvıltısı sizi sarar. Yürüdükçe, güneşin ışığı, ağaçların gölgeleri arasında dans ederken, ormanın gizemli güzelliği sizi büyüler. Şimdi ormanın gizemli dünyasına adım attığınızı ve kendinizi doğanın kollarına bıraktığınızı düşünün. Ağaçların kökleri toprağa sıkıca sarılırken, yeşilliklerin güzelliği ve kokusu, içinizdeki özgür ruhu çağrıştırırken kuşların şarkısı, içinizdeki coşkuyu uyandıracaktır. Huzur veren atmosferi ise, zihninizdeki gürültüyü yatıştıracaktır. En önemlisi doğanın sessizliği, iç huzurunuzu yakalamanızı sağlayacaktır.  Bu gizemli dünyanın gücü köklerinde yatmaktadır. Her bir ağacın kökleri, toprağa güçlü bir bağ kurar. Bu güç, ormanın yüzyıllardır var olmasını sağlamıştır. Bu güç bize doğayla olan bağımızı hatırlatır. Her adımımızda, doğanın güzelliği bizi sarar ve içimizdeki doğal ritimle uyumlu bir şekilde bizi hareketlendirir. İnsan

Deniz, sonsuzluğu simgeleyen maviliği ile bizi büyülerken, dalgalı yapısı ile değişimleri hatırlatır bize. Hayatımız da denize benzer, değişken ve her an farklı bir hal alabilir. Ancak, bu değişimlerin güzelliğini görmek ve farklılıkları kabul etmek bizim elimizdedir. Hayatın bir okyanus gibi olduğunu düşünebiliriz. Bazı zamanlar sakin, bazı zamanlar dalgalı ve bazen de fırtınalı olabilir. Ancak, her zaman güzelliğini korur ve kendine özgü bir dokunuşla bizi etkiler. Hayatımızdaki değişimleri de bu şekilde düşünebiliriz. Belki bir iş değişikliği, bir ilişkinin bitişi ya da bir seyahat planı yapmak gibi farklı durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Ancak, bu değişimleri kabul etmek ve onların güzelliğini görmek bize büyük bir kazanç sağlayabilir. Bazı insanlar değişime karşı direnirler, çünkü onlar için alışkanlıklarını değiştirmek zordur. Ancak, değişime karşı direnmek bizi mutsuzluğa sürükleyebilir. Değişimleri kabul etmek, yeni şeyler öğrenmek ve kendimizi geliştirmek için bir fırsat

Hayatta hepimiz bir noktada sınırlarla karşılaşırız. Kendimize, başkalarına veya hayatın kendisine dayatılan sınırlarla mücadele ederiz. Birçok kişi bu sınırları kabul ederek hayatlarına devam eder. Ama sınırlar, hayatımızdaki engellerdir ve gerçek başarı, bu engelleri aşmaya cesaret edenlerindir. Çoğu zaman, sınırlarımızın sadece zihnimizde var olduğunu fark ederiz. Kendimize inandığımızda, hayal ettiğimiz şeyleri başarmak için sınırlarımızı zorlayabiliriz.  Sınırları zorlamak, korkularla yüzleşmek demektir. Korkularımız, hayatımızdaki engellerdir ve onların üstesinden gelmek için cesaret, kararlılık ve azim gerekir. Hayat, sınırların ötesinde yer alan büyük bir dünya. Gerçek başarı, hayatın bu büyük dünyasına doğru ilerleyenlerindir. Kendimize güvenip, cesaret ederek, sınırlarımızı zorlayarak ve korkularımızı aşarak, hayatın bize sunacağı tüm olanaklardan yararlanabiliriz.  Unutmayalım ki, sınırlarımızı aşmak zorlu bir süreçtir ve başarı için çaba harcamak gereklidir. Fakat bu süreç,

Atatürk, Türk milletine özgürlük, bağımsızlık ve modernleşme idealleriyle öncülük etmiş, eşsiz bir liderdir. Onun liderliği ve vizyonu sayesinde Türkiye, tarihin karanlık sayfalarından kurtulmuş, modern bir cumhuriyet olarak yoluna devam etmiştir. Atatürk, gençlere olan güveni ve umuduyla tarihin akışını değiştirdi. Onun liderliğinde gerçekleşen inkılaplar, milletimizin geleceğini şekillendirdi ve bize çağdaş bir ülke armağan etti. Bugün, Atatürk'ün mirasına olan minnetimiz ve sadakatimiz her zamankinden daha yoğun. Atatürk'ün sevgi, saygı ve önderlik dolu yaşamı, bizlere birer örnek olmuştur. Her 23 Nisan'da, gözlerimizde yaşanan coşku, minnet ve sevgi dolu yaşanmış anılar canlanır. Atatürk'ün bize emanet ettiği mirası taşımak, onun izinden ilerlemek en büyük onurdur. Atatürk, "Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir." sözleriyle çocuklara duyduğu güveni ve sevgiy

Zaman, evrende en karmaşık ve gizemli kavramlardan biridir. Sonsuz bir dansın ritmiyle akar, hiç durmadan ilerler, hiçbir şeyi geri getirmez. Her anı, benzersiz bir figür gibi süzülen zaman, duyguların, düşüncelerin ve anıların derinlerine işler. Zamanın ritminde dans eden anlar, bazen hızlı ve heyecanlı bir tango gibi coşku dolu olabilir. İçimizi kaplayan heyecan ve adrenalinle dolu anlar, hafızalarımızda derin izler bırakır. Bazense zaman, yavaş ve lirik bir vals gibi akar. Her anın içindeki ayrıntıları fark etmek, derin düşüncelere dalmak ve hüzünlü güzellikleri anlamak için zamanın yavaş aktığı anlara şahit oluruz. Zamanın değerini anlamak, hayatın en önemli derslerinden biridir. Onu en iyi şekilde değerlendirmek için anlara şükretmek, anıları biriktirmek, kendimize ve sevdiklerimize zaman ayırmak önemlidir. Her anın benzersizliğini kavrayarak, zamanın ritmine kendimizi bırakalım.  Gülşah Ergün

Ramazan bayramınız kutlu olsun! Sevdiklerinizle bir arada, mutluluk ve sevgi dolu bir bayram diliyorum. İyi anılar biriktireceğiniz, gülüp eğlendiğiniz, tatlılarla dolu sofralar kurduğunuz bir bayram olsun.  Gülümsemelerin bol olduğu, sevgiyle dolu anların yaşandığı bir bayram diliyorum. Bayramın size ve sevdiklerinize huzur, bereket ve mutluluk getirmesi dileğiyle. Şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileğiyle!  Bayramlar, sevdiklerimizle bir arada olmanın, mutluluğun ve neşenin doruk noktasına ulaştığı günlerdir. Ancak, hayatta sevdiklerini kaybetmiş olan insanları unutmadan bayram coşkusunu yaşarsak, hüznünü kalbinde yaşayanları daha az yaralamış oluruz. Kayıpları olan insanların duygularını da anlayışla karşılamak ve onlara destek olmak önemlidir. Empati, anlayış ve yardımlaşma ile yaklaşarak, kayıpları olan insanların kalplerine dokunabilir ve onların bayram deneyimini anlamlı ve güzel hale getirebiliriz. Şeker bayramınızda, sevgi, saygı ve anlayış dolu bir yaklaşımla, tüm sevdikl

Hayat, anların bir araya gelmesiyle oluşur. Her yeni gün, üzerine yazılan bir sayfa gibidir ve  nasıl dolu dolu yaşanacağı bizim elimizdedir . Ancak, zaman zaman gelecek endişeleri, geçmiş pişmanlıklar ve yoğun rutinler içinde anları kaçırabiliriz. Oysa hayatın güzellikleri, bugünün anlarında gizlidir ve bu anları yakalayabilmek bir sanattır. Bugünün güzelliklerini yakalamak için öncelikle şimdiye odaklanmak önemlidir. Gelecek planları yapmak ve hedefler koymak elbette önemlidir, ancak şu anda neler yaşadığımıza dikkat etmek de hayatın güzelliklerini kaçırmamak için gereklidir. Bir sabah yürüyüşünde doğanın güzelliklerini keşfedebilir, bir arkadaşınızla güzel bir sohbetin keyfini çıkarabilir, bir kitap okuyarak yeni dünyalara yolculuk edebilirsiniz. Hayatın güzellikleri, sıradan anlarda bile saklıdır; güneşin batışını izlemek, yağmurlu bir günde sıcak bir içeceğin tadını çıkarmak, sevdiklerimizin gülümsemesine şahit olmak gibi anlarda da büyüleyici güzellikler bulunabilir. Mesela bir f

Ruh, insanın en derin hislerinin kaynağıdır.  İç dünyamızın, duygularımızın ve kimliğimizin yankılandığı bir alan gibidir. Bu iç dünyamızın penceresi de gözlerimizdir. Gözlerde ki bakışlar insanın duygularını ifade ettiği, iç dünyasını yansıttığı en saf ve etkileyici yoldur. Gözlerde yaşlar, bu iç dünyanın renkli ve duygusal  gökkuşağını oluşturur. Ancak, bazen gözlerde yaş bulunmaması, insanın ruhunda bir boşluk hissi yaratır. Peki, gözlerde yaş yoksa, ruh nasıl bir gökkuşağına sahip olabilir? Gözlerde yaşın eksikliği, bazen güçlü görünme çabalarının bir sonucu olabilir. Toplumun beklentileri, güçlü olma zorunluluğu, hislerin paylaşılmasının zayıflık olarak algılanması gibi nedenlerle duygular içinde tutulur. Ancak, güçlü görünme çabaları, zamanla iç dünyada biriken duyguların ağırlığını artırabilir. Ruhun içindeki renkler solmaya başlar ve gökkuşağından bazı tonlar kaybolabilir. Ancak, duyguların gözlerde yaş olarak ifade edilememesi, onların tamamen yok olduğu anlamına gelmez. Belki

"Florebo quocumque ferar" sözü, Latince kökenli bir deyiş olmasına rağmen, çağlar boyunca insanların duygularına tercüman olmuş ve bugün hala güncelliğini koruyan etkileyici bir ifadedir. Bu cümle, "Nereye gidersem gideyim, seninle beraber olacağım" anlamına gelir ve içinde romantizm, sadakat, sevgi, ve yolculuk duygularını barındırır. Bu sözün anlamı, insanları etkileyen, duygulandıran ve düşündüren birçok farklı yolu vardır. İnsanın doğası gereği yolculuk etme isteği, keşfetme arzusu ve macera tutkusu vardır. Farklı yerlere seyahat etmek, bilinmeyenleri keşfetmek ve yeni deneyimler yaşamak, insanların hayatını zenginleştirir ve unutulmaz anılar biriktirir. Ancak bu yolculukları en anlamlı kılan şey, yanımızda sevdiklerimizin olmasıdır. "florebo quocumque ferar" cümlesi, bu hissi en güzel şekilde ifade eder. Ne zaman nereye gidersek gidelim, sevdiklerimizle beraber olduğumuzda, her yer bir anlam kazanır. Onlarla birlikte geçirdiğimiz anılar, hayatımızın e

Gökyüzü hafif pembemsi bir renkle aydınlanırken, doğan güneşin ışıkları yavaşça yerleri ısıtmaya başlar. Bir sabaha daha uyanır insanlar. Her yeni gün, bir hikayenin başlangıcıdır ve her hikaye, farklı renkler,  heyecanlar ve umutlarla doludur. Bir fincan kahvenin kokusu mutfaktan yayılırken, sabahın güzellikleri birer birer ortaya çıkar. Gökyüzündeki kuşlar, yeni bir güne uçuşlarıyla eşlik ederler. Her biri, özgürlüğün ve huzurun simgesidir. Güneşin yavaş yavaş yükselmesiyle, doğanın uyanışı daha da belirginleşir. Çiçekler, yapraklar ve ağaçlar, doğanın mucizesine şahitlik edercesine yeniden canlanır. Sonuç olarak, her yeni güne başlamak, bir armağandır ve birçok fırsat sunar. Geçmişten ders alarak, kendimize ve çevremize sevgi dolu bir bakış açısıyla yaklaşarak, hedefler belirleyerek ve yeni deneyimler yaşayarak, hayatımıza anlam, güzellik ve büyüme katabiliriz. Bugün, yeni bir güne başlama şansını kucakla, içimizdeki gücü keşfet ve hayatı dolu dolu yaşa! Gülşah Ergün

Kendine inanmak, kendi değerini keşfetmek ve kendi yolunu seçmek;  Hayatta bir iz bırakmak için gereken cesaret, tutku ve azmi temsil eder. Her birimiz, benzersiz kimliğimizle dünyada bir fark yaratma potansiyeline sahibiz. Kendi ayak izlerimizi bırakırken, sıradanlığın dışına çıkmalı ve konformizme karşı meydan okumalıyız. Kendine güven, içsel bir inanç ve cesaret gerektirir. Başkalarının beklentilerine göre değil, kendi iç sesimize ve tutkularımıza göre hareket etmeliyiz. Korkularımızı yenmeli, zorluklar karşısında pes etmek yerine kararlılıkla ilerlemeliyiz. Hayallerimize tutkuyla sarılmalı, engelleri aşmak için azimle mücadele etmeliyiz. Ancak o zaman kendi değerimizin farkına varabilir ve gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. Bence kendi yolunu seçmek; toplumun kabul ettiği normlardan sıyrılmak, klişelerle dolu yollardan değil de kendine özgü yollardan  rotalar çizebilmektir.  Kendi ayak izlerimizi bırakmak, sadece kendimize odaklanmak değil, aynı zamanda başkalarına yardım

Merhaba!  Uzun bir aranın ardından yeniden buradayım. İçimdeki yaratıcı çocukla tekrar buluştum ve yazmaya karar verdim. Bu blogda, paylaşmak istediğim hikayeler, deneyimler ve düşüncelerle dolu olacak dünyaya tekrar hoş geldiniz! Hayatın karmaşıklığı içinde bazen içimizdeki çocuğu unutabiliyoruz. Yoğun iş temposu, günlük sorumluluklar ve stres, zaman zaman bizi gerçek tutkularımızdan uzaklaştırabilir. Ancak artık içimdeki çocuğu tekrar canlandırmak ve onunla bağlantı kurmak için buradayım.  Bloğun 10.yıl şerefine içimdeki çocuğun sesini dinledim. Yaratıcılığın ve hayal gücünün  önemini vurgulayarak, içimdeki çocuğun heyecanını yeniden canlandırmak için keşfe çıkmaya karar verdim. Unutmayalım ki, hayatta yaşamaya değer birçok güzellik ve keşfedilecek birçok gizemli şey var. Ben de bu blogda, sizlere bu güzellikleri paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Şuan çok kalabalık olmayabiliriz ama her birinizin bu blogda yer almasından mutluluk duyuyorum ve sizlere ilham verici, eğlenceli ve orijin

Bugün size duyguların, umutların ve hayallerin gücünden bahsetmek istiyorum. Hayatın karmaşası içinde, bazen kendi içimizde kaybolabiliriz, umutsuzluğa kapılabiliriz ve hayallerimizi unutabiliriz. Ancak, hayallerimiz, bizi ileriye taşıyan güçlü bir motivasyon kaynağıdır ve onları canlı tutmak, içimizdeki çocuk yanı yaşatmaktır. Haydi, yeni bir güne başlayalım. Her sabah sevdiğin bir şarkıyla uyan, ruhunu okşayan ezgisini hiç susmasın. Güneş erken battığı vakitlerde, hava soğurken, içindeki çaresizliği hissettiğinde, unutma sakın, yarın gökyüzü yeniden ışıldayacak. Sabırlı ol yeter ki. Hayallerinden ayrı kalma düşüncesine takılma. Hayallerini küçümseyenlerin yaptıklarını umursama, onlar çoktan kaybettiler ve şimdi hayatın karmaşasında çocuk yanlarını arıyorlar.  Hayal kurmak, sınırlarını zorlamak ve cesurca ilerlemek, senin gerçek potansiyelini ortaya çıkarır. Başkalarının sınırlamalarına girmesine izin verme, kendi hayallerine yürü ve içindeki çocuğu her zaman yaşat. Unutma, hayallerin