Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"zaman zaman"

     Sınav dönemi gelince tabi bloğa verilen sözler yine unutuldu. Malum uzaktan eğitimin kurbanları olduk. Dersler, ödevler, raporlar, sı navlar derken kaybolduk. Zaten hep böyle değil midir? Hayat koşturması bir yerlere yetişme çabası hep bir şeylerin eksik kalması hayat bu sanırım… İnsanoğlunun zamanını yönetememesi. Senenin ilk yılı bir sürü şey planlarız, kararlar alırız.   Belki bir deftere yazarız onları sene sonu bakmak için eğer yazdıklarımızdan birkaçını yapabildiysek bence çok mutlu oluruz.   Çünkü o kadar koşturmanın içinde gerçekten hedeflediğimiz bazı şeyleri yapabilmişizdir. O başarma hissidir bizi çok mutlu eden, zamanı ayarlayamayıp yapamadıklarımızı tekrar yazarız, kendimize tekrar söz veririz. Belki seneye başarabiliriz diye. Geçen zamanın geri gelmeyeceğini bilmek sanırım zamanı bu kadar kıymetli kılıyor ve bizim hazinemiz oluyor.             Bence hepimiz geçtiğimiz günlerde hayatımızın kıymetini biraz daha iyi anladık. Zamanımızı daha iyi yönetmeyi öğ

Nazım Hikmet Ran

CEVİZ AĞACI Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında .

Nefes alamıyorum!

                  Irkçı, İnsan ırklarının birbirlerine üstünlüğünü temel alan Irkçılık felsefesini benimsemiş kişilere verilen addır. Irkçı insanların göstermiş olduğu bu tutuma ise "ırkçılık" adı verilmektedir. Bana göre ise; cahil insanların ideolojik bir düşünce gibi savunduğu aslında hastalıklı bir düşünce tarzıdır. İnsanlara özgü olan bu rahatsızlık diğer canlılarda yoktur. Hiçbir hayvan renginden, tüyünden, tipinden veya herhangi bir şeyinden dolayı diğer canlıyı ayırmaz. Hele bitkilerden bahsetmiyorum zaten çok değişik türlerde de olsalar beraber aynı bahçelerde büyürler. Peki ya bu insanoğluna ne oluyor da insanları ten renginden, boyundan, posundan, gözünden, kaşından, düşüncelerine göre ayrıştırabileceğini düşünüyor bu hakkı nasıl kendinde buluyor anlamıyorum. Çok eskiden günümüze kadar gelmiş üstelik bütün dünyaya yayılmış bir hastalıklı düşünce tarzı. 1 hafta önce George Floyd'un yaşama şansının elinden alındığı görüntüleri sosyal medyadan görünce hepimiz

kısa ve öz

Gülmek, üzülmek, değer vermek; hepsi hayatımızın bir parçası. Birkaç yön var aslında gidebileceğimiz; her biri yüzlerce farklı yöne sapmış yoldan birini seçmek zorunda insanoğlu. Dostlar edinmeli her zaman yanında olan, bir rehber edinmeli gittiği yolda yani bir yol arkadaşı olmalı her zaman yanı başında olan.  Tabi her şeyden önce bir yol bulmalı önce, bir amaç edinmeli kendine...        Güvenmeli ve dimdik durmalı zorluklara karşı; sevmeli, sevilmeli, üzülmeyi, sevinmeyi, affetmeyi ve şükretmeyi bilmeli. Akıp giden hayatın bir parçası olmalı: "kendini kaybetmeden".  Gittiği sonsuzluğu bilmeli.  Gittiğiniz sonsuzlukta iyi ki sen diyebileceğiniz yol arkadaşlarınız olsun.                                                                                                                               

"Covid - 19" karalamalar deneme 1

All is well ! Bloğun taslak kısmı tamamlanmamış yazılarla dolu. Bunun için kendime çok kızsam da sanırım defterde ve taslak olmasını daha çok benimsemiş beynim. Halbuki bu bloğu ilk hediye aldığımda çok heyecanlanmıştım. Bir sürü yazı yazmıştım burada paylaşmak için sonra bir müddet burada geyik yapıp yazıları paylaşmadan yavaş yavaş her bir yazı bir kâğıtta kaldı. İnsanoğlu işte onu çok heyecanlandıran şeyleri de tüketiyor. Sevdiğimiz şeyleri tüketmemek lazım aslında onları türetmek, çoğaltmak lazım. Bunu yapmaya çalışsam da bazen olmuyor işte… Karantina sürecinde bir sürü kararlar aldık vazgeçtik. Bazılarını uyguladık, bazılarını yarım bıraktık ama en azından aldığım bir kararı geç kalınmış bir şekilde hayata geçiriyorum; kendime söz veriyorum burayı artık bırakmayacağım diye...  Deftere yazar gibi yazıp kimseye ulaşmasa da sadece kendim okuyacağım. Belki o zaman düzenli yazabilirim buraya bakalım deneyip, göreceğim. Genelde ülkece zor zamanlardan geçerdik ama şimdi