4 senedir hayalini kurduğumuz Hatay'a bir arkadaşımızın düğünü sayesinde sonunda gidebildik. 3 günlük kısa bir tatildi herşey çok güzeldi keşke vaktimiz de fazla olsaydı. Kesinlikle 2,3 gün Hatay'ı gezmek için yetmiyor.
Mr. Ergün 7 sene orada yaşadığı için Hatayı anlatıyordu. Kültüründen, insanlarından, mutfağından herşeyiyle kendine özgün bir şehir olduğundan bahsediyordu. Gerçekten dediği kadar varmış. Hatay gezimiz Pazar sabahı Sabiha Gökçen Havalimanından başladı. 1 saatte falan Hatay Havalimanına inişimizi gerçekleştirdik. Otel falan ayarlamamıştık. Kalacak yer arkadaşımız Burcudandı :) Ailesi Hatay'da yaşıyor bizde onlara misafir olduk, herkes bizim kadar şanslı değil tabi otelde kalacak olanlar için bir çok seçenek var. Benim en çok hoşuma gidenler eski Antakya evlerinden restore edilmiş olanlar. Eve gittiğimizde bizi süper bir kahvaltı karşıladı Antakya'ya özgü peynirler, ekmekler,börekler nefis tatlar. Akşamına çok güzel bir düğüne hazırlık için kuaförlerin yolunu tuttuk. Düğün ve çok sicak olduğu için ilk gün dışarı çıkamadık. Düğün çok eğlenceliydi müzikler bana çok farklı gelmişti ama çok eğlendik. Burdan da Necati & Dilek 'i tekrar tebrik ediyorum.
İkinci gün yine güzel bir kahvaltı, kahvaltıda yine yöresel lezzetler Sevim teyze, Ramazan amca ve Burcu tekrar teşekkürler . Sevim teyzeye herşey için ama özellikle kaytaz böreğiyle bizi tanıştırdığı için 😘😘
Hatay 'da kültürel gezi yapmak istesekde gündüz çok sıcak ve vaktimiz kısıtlı olduğundan heryeri gezemedik. Birdaha gitmek için bahane yarattık birazda kendimize. Birdahaki sefer havanın biraz daha serin olduğu zamanı seçip bol bol gezicez. Bizimki daha çok yemeli, içmeli, dinlenmeli , akadaşlarla vakit geçirmeli bir tatil oldu.
Akşam yemeği için eski Antakya evleri arasında bulunan Avlu Restaurant'ın kapısından içeri girdik. Adı gibi avlusu karşılıyor bizi. Çok nezih, şirin ve küçük eski evi tarihi dokuyu bozmadan onarmışlar. Mekanın tarihi kokusu Türk Sanat Müzikleriyle birleşip çok güzel bir ortam oluşmuş. Gelelim yemeklerine mezeler harika. Sac oruğu yiyin çok güzel. Yolunuz düşerse kesinlikle gidilmeli bence. Yemek sonrası eğer isterseniz kahve ikram ediyorlar. Türk kahvesi alışık olduğumuz gibi bol köpüklü değil çay bardağında köpüksüz olarak geliyor. Tadı tabiki de çok güzel. Hataydan almanız gerekenlere kahvesinide ekleyin bence.
Kesinlikle gidilmesi gereken başka bir mekan ise Affan Kahvesi, kahvehane kültürünü buram buram içinizde hissedeceğiniz asırlık sandalye ve masaları ile sıcacık bir mekan arkadaki bahçesiyle de şaşırtıcı oldukça sempatik ve keyifli bir mekan. Muhakkak gidin ve meşhur tatlısı "Haytalı" nın tadına bakın. Muhallebi, gülsuyu ve dondurmanın müthiş uyumunu damağınızda hissedeceksiniz.
"Haytalı ismi bu tatlıyı yaratan köyün adından gelmektedir. Anlatıldığına göre köyün fakir bir köy oluşundan tatlı olarak mısır unu ve sütün karışımından yapılan muhallebiyi gerçek bir gül suyu üzerine koyularak ikram edilerek ortaya çıkmıştır."


Tatilin son günüydü üzülüyordu Ergünler, ilk durak Hatay Uzun Çarşıydı. Çarşının içine girince her tarafta farklı birşeyler satan dükkanlar göreceksiniz. Biz en çok baharatçıları beğendik, baharatçıları gerçekten şahane. Zahter, kimyon,sumak,pul biber ve acı - tatlı biber salçalarından alın. Hele fiyatları görünce çok şaşıracaksınız. Resmen kazıklanıyoruz buralarda. Alcaklarımızı aldıktan sonra tabiki künefe yemeye şimdiye kadar yediklerim künefe değilmiş. Sonra Kebo'ya gittik. Tavuk döner yemeye. Öyle bildiğiniz tavuk dönerlerden değil tavuk döneri lezzet bakımından nirvanaya çıkarmışlar.
Sürekli yemek yedik bence yeme içme turizminin başkenti olabilir Antakya. Zaman kısıtlı olduğundan yöresel tadların hepsini deneyemdik ama kilo alarak midelerimiz isyan ederek döndük 😂
Akşam yemeğimizi Kuzeytepe Nuri Restaurant 'ta yedik. Hangisini anlatıyım ki herşeyin tadı çook güzeldi. Abartmıyorum harikaydı. Yemek sonrası kendimizi eski Antakya evlerinin olduğu sokağa attık. Bütün mekanlar çok güzel gözüküyordu. Sokaklar canlı hareketli sokakta hayat vardı. Biz Barudi diye bir mekana girdik. Küçük bir Antakya eviydi otantik çok hoş dekore edilmiş sıcak bir mekan. Canlı müzik vardı şansımıza biz çok eğlendik. Burdan sonra Trista pena cafe bar adlı restore edilmiş başka bir Antakya evine gittik. Bu mekanında avlusu çok güzeldi sakin ve çok hoş dekore edilmişti. Biz burayı da çok beğendik şarap severlere iyi bir haber çok zengin bir şarap menüsü var.
Ve tatilimiz bitmişti. Evimize dönmüştük. Geziden aklımıza kalan çok lezzetli yemekler, çok hoş mekânlar,bol sohbet ve muhabbet. Çok güzel iki, üç gündü. Tekrar gidicez bu sefer daha çok yemek ve daha çok gezmek için 😎😎
Eğer yolunuz Hatay'a düşerse ne yaparsanız yapın Haytalı yemeden dönmeyin.
Gülşah Bahar ERGÜN
"Haytalı ismi bu tatlıyı yaratan köyün adından gelmektedir. Anlatıldığına göre köyün fakir bir köy oluşundan tatlı olarak mısır unu ve sütün karışımından yapılan muhallebiyi gerçek bir gül suyu üzerine koyularak ikram edilerek ortaya çıkmıştır."


Tatilin son günüydü üzülüyordu Ergünler, ilk durak Hatay Uzun Çarşıydı. Çarşının içine girince her tarafta farklı birşeyler satan dükkanlar göreceksiniz. Biz en çok baharatçıları beğendik, baharatçıları gerçekten şahane. Zahter, kimyon,sumak,pul biber ve acı - tatlı biber salçalarından alın. Hele fiyatları görünce çok şaşıracaksınız. Resmen kazıklanıyoruz buralarda. Alcaklarımızı aldıktan sonra tabiki künefe yemeye şimdiye kadar yediklerim künefe değilmiş. Sonra Kebo'ya gittik. Tavuk döner yemeye. Öyle bildiğiniz tavuk dönerlerden değil tavuk döneri lezzet bakımından nirvanaya çıkarmışlar.
Sürekli yemek yedik bence yeme içme turizminin başkenti olabilir Antakya. Zaman kısıtlı olduğundan yöresel tadların hepsini deneyemdik ama kilo alarak midelerimiz isyan ederek döndük 😂
Akşam yemeğimizi Kuzeytepe Nuri Restaurant 'ta yedik. Hangisini anlatıyım ki herşeyin tadı çook güzeldi. Abartmıyorum harikaydı. Yemek sonrası kendimizi eski Antakya evlerinin olduğu sokağa attık. Bütün mekanlar çok güzel gözüküyordu. Sokaklar canlı hareketli sokakta hayat vardı. Biz Barudi diye bir mekana girdik. Küçük bir Antakya eviydi otantik çok hoş dekore edilmiş sıcak bir mekan. Canlı müzik vardı şansımıza biz çok eğlendik. Burdan sonra Trista pena cafe bar adlı restore edilmiş başka bir Antakya evine gittik. Bu mekanında avlusu çok güzeldi sakin ve çok hoş dekore edilmişti. Biz burayı da çok beğendik şarap severlere iyi bir haber çok zengin bir şarap menüsü var.
Ve tatilimiz bitmişti. Evimize dönmüştük. Geziden aklımıza kalan çok lezzetli yemekler, çok hoş mekânlar,bol sohbet ve muhabbet. Çok güzel iki, üç gündü. Tekrar gidicez bu sefer daha çok yemek ve daha çok gezmek için 😎😎
Eğer yolunuz Hatay'a düşerse ne yaparsanız yapın Haytalı yemeden dönmeyin.
Gülşah Bahar ERGÜN
Yorumlar
Yorum Gönder